Tom bir grup iş arkadaşıyla dışarı çıktı.
- Tom went out with a group of co-workers.
Dan doğum günü için bir iş arkadaşından şanslı kedi heykelciği aldı.
- Dan got a lucky cat figurine from a co-worker for his birthday.
Git ve iş arkadaşımla konuş.
- Go and speak to my colleague.
İş arkadaşım ve kocasının ikisi de Amerikalı.
- My colleague and her husband are both American.
Dan testeresi ile bir meslektaşını ciddi biçimde yaraladı.
- Dan seriously injured a co-worker with his chainsaw.
Sami, kadın meslektaşlarıyla dalga geçti.
- Sami made fun of his female co-workers.
Meslektaşı yurtdışındaki birime tayin edildi.
- His colleague was transferred to an overseas branch.
Meslektaşlarım beni çok sıcak karşıladı.
- My colleagues welcomed me very warmly.
Tom ve arkadaşları alemlere akıp zil zurna sarhoş oldu.
- Tom and his mates went on a pub crawl and all ended up pretty drunk.
Tom ve ben ruh arkadaşlarıyız.
- Tom and I are soul mates.
Onun yeni fikirleri daha tutucu iş arkadaşlarıyla sık sık başını derde sokuyor.
- Her novel ideas are time and again getting her into trouble with her more conservative colleagues.
Git ve iş arkadaşımla konuş.
- Go and speak to my colleague.