Tom bir iş arkadaşını yaraladı.
- Tom injured a co-worker.
Sami yardımcı olacak birkaç iş arkadaşına ihtiyaç duydu.
- Sami needed a few co-workers to assist.
Git ve iş arkadaşımla konuş.
- Go and speak to my colleague.
İkisi benim iş arkadaşımdır.
- Both are my colleagues.
Dan testeresi ile bir meslektaşını ciddi biçimde yaraladı.
- Dan seriously injured a co-worker with his chainsaw.
O gerçekten çok çalışıyor ve onun meslektaşları bunun için ona saygı duyuyor.
- He works really hard, and his co-workers respect him for it.
Kocası Fransız olan meslektaşım Paris'e gitti.
- The colleague whose husband is French has left for Paris.
Meslektaşı yurtdışındaki birime tayin edildi.
- His colleague was transferred to an overseas branch.
Tom yirmi altı yaşındayken hayat arkadaşı Mary'yle tanıştı.
- Tom met his life mate, Mary, at the age of twenty six.
Tom ve ben ruh arkadaşlarıyız.
- Tom and I are soul mates.
Planı iş arkadaşlarıyla birlikte yaptı.
- He made the plan along with his colleagues.
Git ve iş arkadaşımla konuş.
- Go and speak to my colleague.