Ben bir simültane tercüman olarak görev yaptım.
- I acted as a simultaneous interpreter.
Tom Mary için tercüman olarak davrandı.
- Tom acted as an interpreter for Mary.
Uluslararası Konferansta gönüllü bir çevirmen olarak çalışıyor.
- She is working as a volunteer interpreter at the international conference.
Bir çevirmenin yardımı olmadan konuştuk.
- We talked without the aid of an interpreter.
Tom üniversiteden mezun olduğundan beri bir çevirmen olarak çalışmaktadır.
- Tom has been working as a translator ever since he graduated from college.
Çoğunluğu değilsede, çok sayıda profesyonel çevirmen sadece kendi ana dillerine çeviri yapmaktadırlar.
- Many, if not most, professional translators only translate into their native language.
Bazı tercümanlar Alisa yaygın bir Rus ismi olmasına rağmen Alice'in adını Sonya ya da Anya'yla değiştirdi
- Some translators changed Alice's name to Sonya or Anya, even though Alisa is a widespread Russian name.
Bir şey yanlış giderse bunun için sadece tercümanı suçla.
- If something goes wrong, just blame it on the translator.
Wei Li had to interpret the whole speech, and they didn't even give her any study materials beforehand.