Oda bu amaç için gayet uygun.
 - The room is perfectly suitable for this purpose.
Para kazanmak hayatındaki asıl amaçtır.
 - Making money is his main purpose in life.
Araştırma amaçları için bir oda ayırın.
 - Allocate a room for research purposes.
O müzik eğitimi amacıyla İtalya'ya gitti.
 - He went to Italy for the purpose of studying music.
Ziyaretinizin amacı nedir?
 - What's the purpose of your visit?
O onu kasıtlı yapmadı.
 - He didn't do it on purpose.
Palyaço kasıtlı olarak düştü.
 - The clown fell down on purpose.
Bunu mahsus yapıyorsun!
 - You're doing it on purpose!
Okumaktan asıl maksadın ne olursa olsun, kitaplar sana her zaman memnuniyet ve tatminkârlık duygusu verecektir.
 - No matter what your main purpose is in reading, books should never fail to provide contentment and satisfaction.
Tom bunu kasten yapmadı.
 - Tom didn't do it on purpose.
Bunu kasten yaptın, değil mi?
 - You did this on purpose, didn't you?