Bu sabah ekmek ve tereyağı yedim.
 - I ate bread and butter this morning.
Her kim geç kalkarsa, onun için, yeterli ekmek olmayabilir.
 - One who wakes up late, for him, there may not be enough bread.
Evinin geçimini sağlar.
 - He brings home the bread and butter.
Tom ailede evin geçimini sağlayan tek kişi.
 - Tom is the only breadwinner in the family.
Parası olmadığı zaman hiç ekmek alamazdı.
 - When he had no money, he couldn't buy any bread.
Ekmek ve süt alacak kadar parası ancak vardı.
 - He had barely enough money to buy bread and milk.
Mary bir somun ekmek için süpermarkete girerken Tom arabada bekledi.
 - Tom stayed in the car while Mary ran into the supermarket for a loaf of bread.
Ben glutensiz ekmek için tarifeyi paylaştım.
 - I shared the recipe for gluten-free bread.