alt (gewohnt, unverändert)

listen to the pronunciation of alt (gewohnt, unverändert)
Englisch - Türkisch

Definition von alt (gewohnt, unverändert) im Englisch Türkisch wörterbuch

usual
olağan

Bu soğuk hava haziran için olağan değil. - This cold weather isn't usual for June.

Ağrı için olağan neden nedir? - What is the usual cause for the pain?

usual
{s} herzamanki
usual
alışılagelmiş
unchanged
{s} eskisi gibi
usual
usuallyekseriyetle
usual
{s} her günkü
usual
alışılagelen
usual
olagelmek
unchanged
değişmemiş
usual
her zamanki

O, her zamanki gibi geç geldi. - He came late as usual.

Gelecek Cuma her zamanki poker oyunumuza gelecekmisin? - Will you come to our usual game of poker next Friday?

usual
as usual âdet üzere
usual
her zamanki gibi

O, her zamanki gibi geç geldi. - He came late as usual.

O, her zamanki gibi geç geldi. - She came late as usual.

usual
{s} alışılmış
unchanged
{s} değiştirilmemiş
usual
(sıfat) her günkü, olağan, alışılmış, herzamanki, klasik
usual
{s} alışılmış, mutat
Deutsch - Englisch
usual
unchanged