O zamandan beri şiddetli değişiklikler gördük.
 - We've seen drastic changes since then.
Böyle güçlü ekonomik büyüme sürdürülemez.
 - Such drastic economic growth cannot be sustained.
Biz etkili bir gelişme yaptık.
 - We've made a drastic improvement.
Etkili bir şey yapmalıyım.
 - I must do something drastic.
Bu politikanın bir sonucu olarak fiyatlar sert bir biçimde yükseldi.
 - Prices rose drastically as a result of this policy.
Tom'un sert bir şey yapacağını düşünüyorum.
 - I think Tom is going to do something drastic.