Englisch - Türkisch
Definition von a person whose occupation is teaching im Englisch Türkisch wörterbuch
- teacher
- öğretmen
Sizin bir öğretmen olduğunuzu biliyorum.
-I know that you're a teacher.
Öğretmen kızgın, bu nedenle lütfen sınıfta gürültü yapmayın!
-The teacher is angry, so please do not make noise in the classroom!
- instructor
- öğretim elemanı
- instructor
- (Askeri) uçuş öğretmeni
- instructor
- öğretmen
Sürüş öğretmenim daha sabırlı olmam gerektiğini söylüyor.
-My driving instructor says I should be more patient.
Sürücü öğretmenim daha sabırlı olmam gerektiğini söylüyor.
-My driving instructor says that I need to be more patient.
- instructor
- asistan/öğretmen
- instructor
- {i} okutman
- instructor
- eğitmen
Sizde benim otoriter bir eğitmen olduğumu bilseniz iyi olur.
-You may as well know that I am a strict instructor.
Tom serbest paraşütçü eğitmeni.
-Tom is a skydiving instructor.
- instructor
- (Eğitim) Öğretim üyesi
- teacher
- öğretmen.bildirici.sınıf kurucusu
spr :D.
- instructor
- {i} doçent [amer.]
- instructor
- (isim) öğretmen, eğitmen, okutman, doçent [amer.], öğretim üyesi
- instructor
- {i} asistan; okutman
- teacher
- {i} öğretmen, hoca
- teacher
- teacher bird çömlekçi kuşu
- teacher
- (isim) öğretmen, hoca
Relevante Übersetzungen
Englisch - Englisch
Definition von a person whose occupation is teaching im Englisch Englisch wörterbuch
- instructor
- teacher
a person whose occupation is teaching
Silbentrennung
a per·son whose oc·cu·pa·tion I·s teach·ingTürkische aussprache
ı pırsın huz äkyıpeyşın îz tiçîngAussprache
/ə ˈpərsən ˈho͞oz ˌäkyəˈpāsʜən əz ˈtēʧəɴɢ/ /ə ˈpɜrsən ˈhuːz ˌɑːkjəˈpeɪʃən ɪz ˈtiːʧɪŋ/
Resimler
Historie
Favoriten