Annem, yatağın üstüne temiz çarşaf koydu.
 - My mother put clean sheets on the bed.
Bir çarşaf kadar beyazsın.
 - You are as white as a sheet.
Tom Mary'ye resmi görünümlü kağıt yaprağı verdi.
 - Tom handed Mary an official-looking sheet of paper.
Yapıştırıcı ile iki kağıt yaprağını birbirine yapıştırdım.
 - I stuck two sheets of paper together with paste.
Polis, cesedi gazeteyle örttü.
 - The police covered the body with a sheet.
Tom Mary'ye resmi görünümlü kağıt yaprağı verdi.
 - Tom handed Mary an official-looking sheet of paper.
Yapıştırıcı ile iki kağıt yaprağını birbirine yapıştırdım.
 - I stuck two sheets of paper together with paste.
Nota kağıdını okuyamam.
 - I can't read sheet music.
Nota kağıdı okuyabilir misin?
 - Can you read sheet music?
Denizaltı yüzeye doğru ince bir buz tabakasını yarıp geçmek zorunda kaldı.
 - The submarine had to break through a thin sheet of ice to surface.