a figure formed by a set of straight lines or light rays meeting at a point

Englisch - Türkisch

Definition von a figure formed by a set of straight lines or light rays meeting at a point im Englisch Türkisch wörterbuch

Relevante Übersetzungen

pencil

{i} kalem

Bu kalem bana en az yüz dolara mâl oldu. - This pencil cost me at least a hundred bucks.

Bunlar benim kalemlerim. - These are my pencils.

pencil

kurşunkalem

Onun biri uzun ve diğeri biri kısa iki tane kurşunkalemi vardır. - He has two pencils. One is long and the other one is short.

Onun biri uzun ve diğeri kısa iki kurşunkalemi vardır. - He has two pencils; one is long and the other short.

pencil

{f} kurşunkalemle yazmak/çizmek

pencil

pencil sharpener kalemtıraş

pencil

renkli kurşun kalem ile boyamak

pencil

edeb

pencil

{i} makyaj kalemi

pencil

karataş

pencil

kurşun kalem

Bir kurşun kalemin var mı? - Do you have a pencil?

Bir mektubu kurşun kalem ile yazmamalısın. - You must not write a letter with a pencil.

pencil

çizmek

pencil

{f} kalem ile makyaj yapmak

pencil

{f} karakalem ile çizmek

pencil

{f} kurşunkalemle yazmak

pencil

{i} karakalem

pencil

{i} küçük resim fırçası

pencil

kurşunkalemle çizmek

Englisch - Englisch

Definition von a figure formed by a set of straight lines or light rays meeting at a point im Englisch Englisch wörterbuch

pencil

Silbentrennung

a fi·gure formed by a SET of straight lines or light rays meet·ing at a point

Türkische aussprache

ı fîgyır fôrmd bay ı set ıv streyt laynz ır layt reyz mitîng ät ı poynt

Aussprache

/ə ˈfəgyər ˈfôrmd ˈbī ə ˈset əv ˈstrāt ˈlīnz ər ˈlīt ˈrāz ˈmētəɴɢ ˈat ə ˈpoint/ /ə ˈfɪɡjɜr ˈfɔːrmd ˈbaɪ ə ˈsɛt əv ˈstreɪt ˈlaɪnz ɜr ˈlaɪt ˈreɪz ˈmiːtɪŋ ˈæt ə ˈpɔɪnt/