Definition von : unable to do well at a particular task or thing. useless is mildly insulting im Englisch Türkisch wörterbuch
- useless
- {s} yararsız
Burada yararsız bir sürü ıvır zıvırdan başka bir şey yok.
-There's nothing in here but a lot of useless junk.
Tom tartışmanın yararsız olduğunu fark etti.
-Tom realized it was useless to argue.
- useless
- işe yaramaz
Havlu oldukça işe yaramazdı.
-The towel was quite useless.
Veri tamamen işe yaramaz.
-The data was completely useless.
- useless
- {s} faydasız
Tom'un yeni aleti harika ama faydasız.
-Tom's new gadget is cool, but useless.
İnsanların söylemek istemediği şeyleri tercüme etmek faydasızdır.
-It's useless to translate things that people don't want to say.
- useless
- havacıva
- useless
- ham
- useless
- beş paralık
- useless
- malayani
- useless
- {s} kullanışsız
Makine çevirisi neden kullanışsızdır?
-Why is machine translation useless?
Onun önerileri tamamen kullanışsız.
-His suggestions are completely useless.
- useless
- yaraksız
- useless
- uselessnessfaydasızlık
- useless
- {s} beyhude
- useless
- {s} boşuna
Doğa hiçbir şeyi boşuna yapmaz.
-Nature does nothing uselessly.
- useless
- uselesslyfaydasızca
- useless
- {s} nafile
- useless
- abes
Relevante Übersetzungen
Definition von : unable to do well at a particular task or thing. useless is mildly insulting im Englisch Englisch wörterbuch
- useless
I tried my best to make him quit smoking, but my efforts were useless. He now smokes six packs a day.