146

listen to the pronunciation of 146
Englisch - Türkisch

Definition von 146 im Englisch Türkisch wörterbuch

reads
okuma

Tom kurgudan başka bir şey okumaz. - Tom reads nothing but fiction.

Uzun mesajları kimse okumaz. - Nobody reads long messages.

Türkisch - Türkisch

Definition von 146 im Türkisch Türkisch wörterbuch

Ali imran 146
(Kuran) Nice peygamberlerin yanında Rabbe kul olmuş pek çok kimse savaşmıştır. Allah yolunda başlarına gelenlerden ötürü gevşememişler, yılmamışlar ve boyun eğmemişlerdi. Allah, sabredenleri sever
Araf 146
(Kuran) Yeryüzünde haksız yere büyüklük taslayanları, ayetlerimden yüz çevirteceğim. Onlar bütün ayetleri görseler yine de inanmazlar; doğru yolu görseler, yol olarak benimsemezler; azgınlık yolunu görseler, hemen onu yol edinirler. Bu, onların mucizelerimizi yalan saymaları ve onlardan habersiz görünmelerinden ileri gelir
Bakara 146
(Kuran) Her nereden yola çıkarsan, yüzünü Mescid-i Haram semtine çevir, şüphesiz bu Rabbinden bir haktır. Allah, yaptıklarınızdan gafil değildir
Enam 146
(Kuran) Yahudilere tırnaklı her hayvanı haram kıldık. Onlara sığır ve davarın sırt, bağırsak ve kemik yağları hariç, iç yağlarını da haram kıldık. Aşırı gitmelerinden ötürü onları bu şekilde cezalandırdık. Biz şüphesiz doğru sözlüyüzdür
Nisa 146
(Kuran) Ancak tevbe edenler, nefislerini ıslah edenler, Allah'ın Kitap'ına sarılanlar ve dinlerine Allah için candan bağlananlar müstesnadır. Onlar inananlarla beraberdirler. Allah müminlere büyük ecir verecektir
Saffat 146
(Kuran) Onun için, geniş yapraklı bir bitki yetiştirdik
Englisch - Englisch
reads