106

listen to the pronunciation of 106
Türkisch - Türkisch

Definition von 106 im Türkisch Türkisch wörterbuch

Araf 106
(Kuran) Firavun: "Bir mucize getirdiysen ortaya koy bakalım, doğru sözlülerden isen bunu yaparsın" dedi
Bakara 106
(Kuran) Kitab ehlinin çoğu, hak kendilerine apaçık belli olduktan sonra, içlerindeki çekememezlikten ötürü, sizi, inandıktan sonra küfre döndürmeyi isterler. Allah'ın emri gelene kadar onları affedin, geçin. Allah muhakkak her şeya Kadir'dir
Enam 106
(Kuran) Rabbin'den sana vahyolunana uy, O'ndan başka tanrı yoktur, puta tapanlardan yüz çevir
Enbiya 106
(Kuran) Doğrusu bu Kuran'da, kulluk eden kimeselere bildiri vardır
Hud 106
(Kuran) Bedbaht olanlar cehennemdedirler. Onlar orada ah edip inlerler
Kehf 106
(Kuran) İşte onların cezası; inkarlarına, peygamberlerimi ve ayetlerimi alaya almalarına karşılık olarak, cehennemdir
Maide 106
(Kuran) Ey İnananlar! Ölüm birinize geldiği zaman vasiyet ederken içinizden iki adil kimseyi; şayet yolculukta olup başınıza da ölüm musibeti gelmişse, namazdan sonra alıkoyacağınız, şüpheleniyorsanız, "Akraba bile olsa yeminle hiçbir değeri değiştirmeyeceğiz, Allah'ın şahidliğini gizlemeyeceğiz, yoksa şüphesiz günahkarlardan oluruz" diye yemin eden sizden olmayan iki kişiyi şahit tutun
Müminun 106
(Kuran) Şöyle derler: "Rabbimiz! Bizi bedbahtlığımız yenmişti; sapık bir millet olmuştuk
Nahl 106
(Kuran) Gönlü imanla dolu olduğu halde, zor altında olan kimse müstesna, inandıktan sonra Allah'ı inkar edip, gönlünü kafirliğe açanlara Allah katından bir gazap vardır; büyük azap da onlar içindir
Nisa 106
(Kuran) Allah'tan mağfiret dile. Allah bağışlar ve merhamet eder
Saffat 106
(Kuran) Doğrusu bu apaçık bir deneme idi
Tevbe 106
(Kuran) Savaştan geri kalanların bir kısmının işi de Allah'ın buyruğuna kalmıştır. Allah onlara ya azabeder, ya da tevbelerini kabul eder. O bilendir, hakimdir
Yusuf 106
(Kuran) Onların çoğu, ortak koşmadan Allah'a inanmazlar
isra 106
(Kuran) Kuran'ı, insanlara ağır ağır okuman için, bölüm bölüm indirdik ve onu gerektikçe indirdik