I carried on singing.
- Ben şarkı söylemeyi sürdürdüm.
Linda stood up to sing.
- Linda şarkı söylemek için ayağa kalktı.
We all felt embarrassed to sing a song in public.
- Hepimiz halkın önünde bir şarkı söylemeye utandık.
We enjoyed singing songs together.
- Birlikte şarkı söylemekten hoşlandık.
We enjoyed singing songs together.
- Birlikte şarkı söylemekten hoşlandık.
Suddenly, my mother started singing.
- Aniden, annem şarkı söylemeye başladı.
They're able to sing.
- Onlar şarkı söyleyebilirler.
We enjoyed singing songs together.
- Birlikte şarkı söylemekten hoşlandık.
We sang, danced and chatted after dinner.
- Biz akşam yemeğinden sonra şarkı söyledik, dansettik ve sohbet ettik.
We sang as we walked.
- Yürürken şarkı söyledik.
We enjoyed singing songs together.
- Birlikte şarkı söylemekten hoşlandık.
The girls came singing toward the crowd.
- Kızlar kalabalığa doğru şarkı söyleyerek geldi.
Have you ever sung in French?
- Hiç Fransızca şarkı söyledin mi?
Tom hasn't sung in years.
- Tom yıllarca şarkı söylemedi.