Volunteers collected donations for the benefit of the handicapped.
 - Gönüllüler özürlülerin yararına bağış topladı.
She devoted her life to helping the handicapped.
 - O, özürlülere yardım etmek için hayatını adadı.
Tom and Mary adopted a handicapped child.
 - Tom ve Mary özürlü bir çocuğu kabul ettiler.
She is handicapped by poor hearing.
 - O kötü işitmekten özürlü.
Tom is partly disabled.
 - Tom kısmen özürlüdür.
I fixed the house for the disabled man.
 - Özürlü insanlar için evi tamir ettim.