What is learned in the cradle is carried to the tomb.
- Beşikte öğrenilen mezara kadar taşınır.
My learned friend (a formal, courteous description of a lawyer).
Everyday behavior is an overlay of learned behavior over instinct.
It's difficult to learn a foreign language.
- Yabancı dil öğrenmek zordur.
Learning a foreign language is difficult.
- Yabancı dil öğrenmek zordur.
Learning a foreign language is difficult.
- Yabancı dil öğrenmek zordur.
I am learning a little English.
- Ben biraz İngilizce öğreniyorum.
Finally we have learned the truth.
- Sonunda,gerçeği öğrendik.
I learned a lot about Greek culture.
- Yunan kültürü hakkında çok şey öğrendim.
What I have learnt is not just the Chinese language, but something about the country itself as well.
- Sadece Çince dilini değil ama aynı zamanda ülkenin kendisi hakkında da bir şeyler öğrendim.
I learnt nothing from the teacher.
- Öğretmenden hiçbir şey öğrenmedim.