çoğumuz

listen to the pronunciation of çoğumuz
Türkisch - Englisch
most of us
çoğu
often

The rich are often misers. - Zenginler çoğu kez pintidirler.

Humility often gains more than pride. - Alçak gönüllülük çoğunlukla kibirden daha çok yükseltir.

çoğu
{i} most

Most Japanese drink water from the tap. - Çoğu Japon, suyu musluktan içer.

Most parents see their own children as the best in the world. - Çoğu ebeveyn, kendi çocuklarını, dünyada en iyi olarak görüyor.

çoğu
predominantly
çoğu
many

The coach called off the game because many of the players were down with the flu. - Oyuncuların çoğu grip yüzünden keyifsiz oldukları için koç oyunu iptal etti.

There were many guests - most of them were our teacher's classmates and friends. - Çok sayıda misafir vardı-onlardan çoğu bizim öğretmenin sınıf arkadaşları ve arkadaşlarıydı.

çoğu
mostly

I mostly have fruit for breakfast. - Sabah kahvaltısı için çoğunlukla meyve yerim.

The pain has mostly gone away. - Ağrı çoğunlukla geçti.

çoğu
many of them
çoğu
most of

He spent most of the time at his summer home. - O, zamanın çoğunu yazlık evinde geçirdi.

There were many guests - most of them were our teacher's classmates and friends. - Çok sayıda misafir vardı-onlardan çoğu bizim öğretmenin sınıf arkadaşları ve arkadaşlarıydı.

çoğu
mostly, usually
çoğu
mainly

His failure was mainly due to carelessness. - Onun başarısızlığı çoğunlukla dikkatsizliği yüzündendi.

Pollutants like this derive mainly from the combustion of fuel in car engines. - Böyle kirleticiler çoğunlukla otomobil motorlarındaki yakıt tüketiminden kaynaklanmaktadır.

çoğu
most, most of
çoğu
the best part of
çoğu
more than

People often tell me more than I want to know. - İnsanlar çoğunlukla bana bilmek istediğimden daha fazlasını söylüyor.

Most of the students are interested in finance more than industry. - Öğrencilerin çoğu sanayiden çok finansla ilgileniyor.

çoğu
most, most of; mostly, usually
çoğu
most#beautiful
Türkisch - Türkisch

Definition von çoğumuz im Türkisch Türkisch wörterbuch

çoğu
Çok kimse
çoğu
Bir şeyin büyük bölümü
çoğu
Çoğu zaman, çok defa
çoğu
Afyonkarahisar ilinde bir yayla
çoğu
Bir şeyin büyük bölümü: "Biz o zaman okuduğumuz mısraların çoğunu ezber bilirdik."- A. Ş. Hisar. Çok kimse: "Arkadaşlarımın çoğu gibi mektebe lalalarla, uşaklarla gitmedim."- A. H. Tanpınar