çantacı

listen to the pronunciation of çantacı
Türkisch - Englisch
slang purse snatcher; pickpocket
1.maker or seller of purses, briefcases, carry-on bags, knapsacks, etc
çanta
bag

My bag is too old. I must buy a new one. - Çantam çok eski. Yeni bir tane almalıyım.

We got him to carry our bag. - Ona çantamızı taşıttık.

çanta
case

Tom was carrying a duffel bag and a guitar case. - Tom bir spor çantası ve bir gitar çantası taşıyordu.

I can't find my vanity case. - Makyaj çantamı bulamıyorum.

çanta
{i} briefcase

My briefcase is full of papers. - Evrak çantam kağıtlarla doludur.

I mean... my life, Dima said. Anyway, there's 3,000,000 BYR in this briefcase. - Dima; Hayatımın anlamı... dedi. Nasıl olursa olsun bu evrak çantasında 3 milyon Belarus Rublesi var.

çanta
{i} handbag

She was robbed of the handbag that she had bought last week. - Onun geçen hafta satın aldığını çanta çalındı ​​.

I'll return to get my handbag. - Ben el çantamı almak için geri döneceğim.

çanta
satchel

Where is my satchel? It's on the chair. - Omuz çantam nerede? Sandalyenin üstünde.

çanta
book bag
çanta
burlap bag
çanta
haversack
çanta
handbags
çanta
bag of
çanta
(woman's) purse, handbag, or shoulder bag
çanta
briefcase, attaché case
çanta
carry-on bag, carry-on, traveling bag, valise; garment bag, suit bag, hanger case
çanta
purse

I left my purse behind. - Çantamı geride bıraktım.

This purse is made of paper. - Bu çanta kağıttan yapılmıştır.

çanta
knapsack, rucksack; haversack
çanta
(plastik veya kâğıt) carrierbag
çanta
game bag
çanta
change purse
çanta
suitcase

Keep an eye on my suitcase while I get my ticket. - Ben biletimi alırken çantama dikkat et.

You haven't put anything in your suitcase yet. - Henüz çantana bir şey koymadın.

çanta
(Konuşma Dili) plastic bag or sack (with handles); plastic shopping bag
çanta
bag; case
çanta
catchall
çanta
carryall
Türkisch - Türkisch
Çanta yapan veya satan (kimse)
Çanta yapan veya satan kimse
çanta
Kösele, meşin, kumaş gibi hafif malzemeden yapılıp büyüklüğüne göre para, evrak, yiyecek koyup taşımaya yarayan kap: "Yanından hiç ayırmadığı çantasında bir kütüphane bulursunuz."- Y. Z. Ortaç
çanta
Kösele, meşin, kumaş gibi hafif malzemeden yapılıp büyüklüğüne göre para, evrak, yiyecek koyup taşımaya yarayan kap