We got him to carry our bag.
- Ona çantamızı taşıttık.
Don't put children into the bag.
- Çocukları çantaya koymayın.
I can't find my vanity case.
- Makyaj çantamı bulamıyorum.
Put the case in the hands of the police.
- Çantayı polise bırakın!
I left my purse behind.
- Çantamı geride bıraktım.
This is the same purse that I lost a week ago.
- Bu, bir hafta önce kaybettiğim aynı çanta.
Keep an eye on my suitcase while I get my ticket.
- Ben biletimi alırken çantama dikkat et.
Although Eri's suitcase looks heavy, it's actually very light.
- Eri'nin çantası ağır gözükmesine rağmen, aslında oldukça hafiftir.
This handbag is made of paper.
- Bu çanta kağıttan yapılmıştır.
Jane has five handbags.
- Jane'in beş el çantası vardır.
The money was stolen from his briefcase.
- Para evrak çantasından çalındı.
I left my briefcase on the bus.
- Çantamı otobüste bıraktım.
Where is my satchel? It's on the chair.
- Omuz çantam nerede? Sandalyenin üstünde.