The pain was almost unbearable.
- Ağrı neredeyse dayanılmazdı.
This heat is unbearable.
- Bu sıcaklık dayanılmaz.
There's something about Mary that makes her irresistible.
- Mary hakkında onu dayanılmaz yapan bir şey var.
Tom found Mary irresistible.
- Tom Mary'yi dayanılmaz buldu.
Your behaviour is intolerable.
- Sizin davranışınız dayanılmaz.