Almanca - Türkçe
das böse teriminin Almanca Türkçe sözlükte anlamı
- fenalık, kötülük
- böse
- (Gramer) fena, kötü, kızgın
- böse
- pis pis
- böse
- kötü olarak
- böse
- 'bö: zı fena, kötü; kızgın
- böse
- (Gramer) (über etw. + A) bir şeye kızmak
- böse
- {'bö: zı} fena, kötü; kızgın
- böse
- kötü, fena; uğursuz, meşum; dargın, kızgın, küskün
- böse
- (Gramer) (auf jdn. + A) birisine kızmak
- böse
- dargın
- böse
- küs
İlgili Terimler
İngilizce - Türkçe
das böse teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı
- the evil
- kötü
O bana çalmanın kötülüklerinden bahsetti.
-She told me about the evils of stealing.
O, nükleer enerjini kötülükleri üzerine bir saatten daha fazla nutuk çekti.
-He held forth for more than an hour on the evils of nuclear power.
İlgili Terimler
Almanca - İngilizce
das böse teriminin Almanca İngilizce sözlükte anlamı
- the evil
The good I would, I do not: the evil I would not, that I do.
-Ich tue nicht das Gute, das ich will, sondern das Böse, das ich nicht will.
- das Böse ausmerzen
- to annihilate the evil
- Böse
- evil
- Der Konflikt zwischen Gut und Böse ist das eigentliche Thema des Films.
- The conflict between good and evil is the underlying theme of the film
- Letztlich siegt das Gute über das Böse.
- In the end, good overcomes evil
- böse
- wickedly
- böse
- wicked
- böse
- mean
- böse
- bad ~worse
- böse
- fierce
- böse
- maleficent
- böse
- malign
- böse
- balefully
- böse
- sinister
- böse
- cross
- böse
- angry (at; about)
- böse
- malefic
- böse
- naughty
- das personifizierte Böse
- evil incarnate
- böse
- angry
If she had told me the truth, I wouldn't be angry.
-Wenn sie mir die Wahrheit gesagt hätte, wäre ich jetzt nicht böse.
He has good reason to get very angry.
-Er hat guten Grund wirklich böse zu sein.
- böse
- wıcked
- böse
- evilly