It's not a good idea to go out after dark by yourself.
- Hava karardıktan sonra tek başına dışarıya çıkmak iyi bir fikir değil.
It's fun to go out with him.
- Onunla dışarıya çıkmak eğlenceli.
Which student went out?
- Hangi öğrenci dışarı çıktı?
He neither spoke nor wept, but went out in silence.
- O, ne konuştu nede ağladı, sessizce dışarı çıktı.
He has gone out for lunch already.
- O zaten öğle yemeği için dışarı çıktı.
I'm afraid he's just gone out.
- Maalesef o az önce dışarı çıktı.