I think he is a doctor.
 - Onun bir doktor olduğunu düşünüyorum.
I think it's going to rain today.
 - Bugün yağmur yağacağını düşünüyorum.
Prime numbers are like life; they are completely logical, but impossible to find the rules for, even if you spend all your time thinking about it.
 - Asal sayılar hayata benzer, onlar tamamen mantıksaldır fakat, eğer tüm zamanınızı onun hakkında düşünmek için harcarsanız kurallarının bulunması imkânsızdır.
I think it'll rain today.
 - Bugün yağmur yağacağını düşünüyorum.
What do you think of modern art?
 - Modern sanat hakkında ne düşünüyorsunuz?
Every time I hear that song, I think of my high school days.
 - O şarkıyı duyduğum her zaman,lise günlerimi düşünürüm.
This is different from what I thought.
 - Bu düşündüğümden farklı.
Because of the bad weather, any thought of sight-seeing in the city was abandoned.
 - Kötü hava nedeniyle, şehir gezisi düşünceleri terk edildi.
Let's ponder that for a moment.
 - Onu bir an için düşünelim.
She pondered the question for a while.
 - Soruyu bir süre düşünüp taşındı.
Tom was probably pondering something.
 - Tom galiba bir şeyler düşünüp duruyordu.
Prime numbers are like life; they are completely logical, but impossible to find the rules for, even if you spend all your time thinking about it.
 - Asal sayılar hayata benzer, onlar tamamen mantıksaldır fakat, eğer tüm zamanınızı onun hakkında düşünmek için harcarsanız kurallarının bulunması imkânsızdır.
Everyone listened and was very happy, thinking this wedding was both original and meaningful.
 - Herkes dinledi ve çok mutluydu, düğünün özgün ve anlamlı olduğunu düşündüler.
He contemplated their plan.
 - O onların planı üzerinde düşündü.
Do you believe that elephants can contemplate life after death?
 - Fillerin ölümden sonra hayat düşünebileceklerine inanıyor musunuz?
Do you meditate, Tom?
 - Üzerinde düşünür müsün?
Tom used to meditate every morning.
 - Tom her sabah düşünüp taşınırdı.
Do you think that was deliberate?
 - Onun kasıtlı olduğunu düşünüyor musun?
The jury deliberated for three days.
 - Jüri üç gün boyunca düşündü.
I have no idea what that guy is thinking.
 - Bu adamın ne düşündüğü hakkında hiçbir fikrim yok.
Tom thought it would be a good idea to see a doctor.
 - Tom bir doktor görmenin iyi bir fikir olacağını düşündü.
Tom's third marriage was unhappy and he was considering yet another divorce.
 - Tom'un üçüncü evliliği mutsuzdu ve hâlâ bir kez daha boşanmayı düşünüyordu.
His suggestion is worth considering.
 - Onun önerisi düşünmeye değer.
Tom considered his options.
 - Tom seçeneklerini düşündü.
Tom considered changing his job.
 - Tom işini değiştirmeyi düşündü.