conduct that disturbs another person's enjoyment of their property

listen to the pronunciation of conduct that disturbs another person's enjoyment of their property
İngilizce - Türkçe

conduct that disturbs another person's enjoyment of their property teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

nuisance
sıkıntı

Sinüs enfeksiyonu çoğu insan için bir sıkıntıdır. - Sinus infection is a nuisance to most people.

Tom gerçek bir sıkıntı. - Tom is a real nuisance.

nuisance
karın ağrısı
nuisance
baş ağrısı
nuisance
(Kanun) ızrar etme
nuisance
(Kanun) rahatsız etme
nuisance
(Ticaret) başkalarına verilen zarar
nuisance
baş belası

Suçiçeği, çocuklar için kaşıntılı bir baş belasıdır. - Chicken pox is an itchy nuisance for kids.

Maskeler sarı kum tozunu,polenlerden dahada küçük,ne kadar iyi engelleyebilir?Sanırım o polenden oldukça daha fazla bir baş belasıdır. - Just how well can masks block the, even smaller than pollen, yellow sand dust? I think it much more of a nuisance than pollen.

nuisance
sıkıntı veren şey/kimse
nuisance
(hukuk) başkalarına zarar veya sıkıntı veren şey
nuisance
sıkıntı, dert, bela
nuisance
{i} sıkıcı tip
nuisance
public nuisance umumun rahatını bozan şey
nuisance
{i} rahatsızlık
nuisance
nuisance tax çok ufak tutarlar halinde toplandığından dolayı sıkıcı olan vergi
nuisance
(isim) sıkıntı, dert, belâ, baş belâsı, sıkıcı tip, rahatsızlık
nuisance
sıkıcı şey veya kimse
nuisance
{i} belâ

Suçiçeği, çocuklar için kaşıntılı bir baş belasıdır. - Chicken pox is an itchy nuisance for kids.

Maskeler sarı kum tozunu,polenlerden dahada küçük,ne kadar iyi engelleyebilir?Sanırım o polenden oldukça daha fazla bir baş belasıdır. - Just how well can masks block the, even smaller than pollen, yellow sand dust? I think it much more of a nuisance than pollen.

nuisance
başkalarına zarar veya sıkıntı veren şey
İngilizce - İngilizce
nuisance
conduct that disturbs another person's enjoyment of their property

    Heceleme

    con·duct that disturbs an·oth·er person's en·joy·ment of their prop·er·ty

    Türkçe nasıl söylenir

    kındʌkt dhıt dîstırbz ınʌdhır pırsınz encoymınt ıv dher präpırti

    Telaffuz

    /kənˈdəkt ᴛʜət dəˈstərbz əˈnəᴛʜər ˈpərsənz enˈʤoimənt əv ˈᴛʜer ˈpräpərtē/ /kənˈdʌkt ðət dɪˈstɜrbz əˈnʌðɜr ˈpɜrsənz ɛnˈʤɔɪmənt əv ˈðɛr ˈprɑːpɜrtiː/