cüzdan

listen to the pronunciation of cüzdan
Türkçe - İngilizce
wallet

My wallet wasn't stolen by him. - Cüzdanım onun tarafından çalınmadı.

My wallet was stolen yesterday. - Cüzdanım dün çalındı.

purse

Paul wasn't with Mary when her purse was stolen. - Paul Mary'nin cüzdanı çalındığında onunla birlikte değildi.

It occurred to me that I had left my purse at home. - Cüzdanı evde unuttuğum aklıma geldi.

wallet; purse; account book; portfolio
pocket book
official document in the shape of a booklet
wallet; billfold
billfold

Tom pulled some bills out of his billfold. - Tom cüzdanından bazı faturaları çıkardı.

the wallet
wallets
notecase
deri cüzdan
leather wallet
deri cüzdan rica ediyorum
I'd like a leather wallet
Türkçe - Türkçe
Cebe girecek büyüklükte, para ve kâğıt koymaya yarar küçük çanta
Bir kimsenin kimliğini bildirmek için resmî bir yerden kendisine verilen, cep defteri biçimindeki belge
Para ve kâğıt koymaya yarayan, cebe girecek boyutta küçük çanta