O, kahvaltısını sık sık orada yer.
 - She often eats breakfast there.
Kahvaltıdan önce duş aldım.
 - I showered before breakfast.
Sabah kahvaltısını sekizde yedim.
 - I ate breakfast at eight.
Sabah kahvaltısı için çoğunlukla meyve yerim.
 - I mostly have fruit for breakfast.
Hızlı bir kahvaltı yaptım.
 - I had a quick breakfast.
Genellikle saat yedide kahvaltı yaparım.
 - I usually have breakfast at seven.
Sami, kahvaltı etmek için bara geldi.
 - Sami came to the bar to eat breakfast.
He breakfasted on pizza and Coke.
We serve breakfast all day.