Kahvaltıdan önce duş aldım.
 - I showered before breakfast.
O, kahvaltısını sık sık orada yer.
 - She often eats breakfast there.
Sabah kahvaltısı için çoğunlukla meyve yerim.
 - I mostly have fruit for breakfast.
Sabah kahvaltısı tabakları hâlâ lavabonun içerisindeydi.
 - The breakfast dishes were still in the sink.
Ben ilk otobüse zamanında yetişmek için aceleyle kahvaltı yaptım.
 - I had breakfast in haste in order to be in time for the first bus.
Genellikle hafif bir kahvaltı yaparım.
 - I usually have a light breakfast.
Sami, kahvaltı etmek için bara geldi.
 - Sami came to the bar to eat breakfast.
He breakfasted on pizza and Coke.
We serve breakfast all day.