Küçük çocukları kaçıran insanlar hakkında duymak kanımı kaynatıyor.
- Hearing about people kidnapping little children just makes my blood boil.
Nihayet, onlar kanla özgürlüğü satın aldı.
- At last, they purchased freedom with blood.
Sen hiç kan bağışladın mı?
- Have you ever donated blood?
Kan bağışında bulunmadım.
- I didn't donate blood.
Tom'a kan nakli yapıldı.
- Tom was given a blood transfusion.
The watercourse is to the biosphere what blood circulation is to a human being.
- Der Wasserkreislauf ist für die Biosphäre das, was der Blutkreislauf für ein Lebewesen ist.
What's your blood type?
- Was ist Ihre Blutgruppe?