birine

listen to the pronunciation of birine
Türkçe - İngilizce

birine teriminin Türkçe İngilizce sözlükte anlamı

biri
somebody

We heard somebody shout. - Birinin bağırdığını duyduk.

As strange as it may be, he met with somebody who is said to be dead. - Olabildiğince tuhaf, o ölü olduğu söylenilen biriyle karşılaştı.

biri
one

The view of the Earth from the Moon is one of the iconic images of the 20th century. - Dünya'nın Ay'dan görüntüsü, 20. yüzyılın ikonik resimlerinden birisidir.

Manchester United is one of the most successful teams in both the Premier League and England. - Manchester United, hem Premier League'de hem de İngiltere'de en başarılı takımlardan biridir.

biri
{i} cookie

I usually don't like sweet things, but I will try one of your cookies. - Ben genellikle tatlı şeyleri sevmiyorum ama senin kurabiyelerinden birini deneyeceğim.

I'd like you to try one of these cookies. - Bu kurabiyelerden birini denemeni istiyorum.

biri
any

Is there anyone else wanting to eat? - Yemek yemek isteyen başka birisi var mı?

Anyone could do that. - Herhangi biri onu yapabilir.

biri
one of

One of my dreams is to learn Icelandic. - Hayallerimden biri İzlandaca öğrenmek.

Dustin Moskovitz is a Jewish entrepreneur. He is one of the co-founders of Facebook. - Dustin Moskovitz, Yahudi bir girişimcidir. O, Facebook'un kurucularından biridir.

biri
anyone

Anyone could do that. - Herhangi biri onu yapabilir.

Anyone can cultivate their interest in music. - Birisi müziğe olan ilgisini geliştirebilir.

biri
soul

There's not a living soul around here. - Buralarda yaşayan biri yok.

I don't have a soul, and neither does anyone else. - Benim bir ruhum yok ve başka birinin de yok.

biri
first

Let's draw lots to decide who goes first. - Kimin birinci olduğuna karar vermek için kura çekelim.

It turned out there was nobody who would be the first to talk about it. What do we do now? - Onun hakkında konuşmak için birinci olmak isteyen kimse olmadığı ortaya çıktı.Şimdi ne yaparız?

<span class="word-self">birinespan>
to somebody

Tell it to somebody else. - Bunu başka birine söyle.

A check is a method of paying money to somebody. - Çek birine para ödeme yöntemidir.

biri
someone

A stranger tapped me on the shoulder from behind. He must have mistaken me for someone else. - Bir yabancı omzuma arkadan dokundu. Beni başka birisiyle karıştırmış olmalı.

Someone told me that every cigarette you smoke takes seven minutes away from your life. - Birisi bana içtiğin her sigara ömründen yedi dakika alır dedi.

<span class="word-self">birinespan>
to someone

Don't lend money to someone who can't have a morning erection. - Sabah ereksiyonu olmayan birine ödünç para verme.

Have you ever shown your scar to someone? - Yara izini herhangi birine hiç gösterdin mi?

biri
in one

Tom parked in one of the empty spaces in front of the library. - Tom kütüphanenin önündeki boş alanlardan birine parketti.

Tom is sitting in one of the chairs. - Tom koltuklardan birisinde oturuyor.

biri
of one

The solution of one may prove to be the solution of the other. - Birinin çözümü, ötekinin çözümünü kanıtlayabilir.

Books are the offspring of one's mind. - Kitaplar birinin aklının ürünleridir.

<span class="word-self">birinespan>
one

Tom broke one of the rules and was kicked out of school. - Tom kuralların birine uymadı ve okuldan atıldı.

I met one of my friends on my way home. - Eve giderken arkadaşlarımdan birine rastladım.

biri
one of them

If two men always have the same opinion, one of them is unnecessary. - İki insan her zaman aynı görüşe sahipse, bunlardan biri gereksizdir.

There are nine planets travelling around the sun, the earth being one of them. - Güneşin etrafında dönen dokuz gezegen vardır,Dünya onlardan biridir.

biri
one (of them); somebody, someone
biri
one; cookie
biri
_un
İngilizce - İngilizce

birine teriminin İngilizce İngilizce sözlükte anlamı

biri
{i} (in India) bidi, cheap cigarette made from cut tobacco rolled in leaf
Türkçe - Türkçe

birine teriminin Türkçe Türkçe sözlükte anlamı

biri
Yüklem durumunda olan bir isim takımının belirtileni olarak kullanıldığında, belirtenin hor görüldüğünü anlatır
biri
Bilinmeyen bir kimse: "İhtimal hırsız Eşref'in hayranlarından biriydi."- O. S. Orhon
biri
Bir tanesi: "Vagonun birine binip bölmelerden birine yerleşti."- M. Ş. Esendal
biri
Bir tanesi
biri
Bilinmeyen bir kimse
biri
Yüklem durumunda olan bir isim takımının belirtileni olarak kullanıldığında belirtenin hor görüldüğünü anlatır