I had difficulty getting a ticket for the concert.
- Konser için bilet alırken zorlandım.
Luckily, I was able to get the tickets yesterday.
- Şansa bak ki, biletleri dün almıştım.
He had to stand in line at the ticket office.
- Bilet gişesindeki kuyrukta beklemek zorunda kaldı.
There is a line at the ticket office.
- Bilet gişesinde bir kuyruk var.
Luckily, I was able to get the tickets yesterday.
- Şansa bak ki, biletleri dün almıştım.
Tickets will be allotted in order of application.
- Biletler başvuru sırasına göre ayrılacak.
The queue is too long at the ticket office.
- Bilet ofisinde sıra çok uzun.