belonging to another country, distant, not connected with

listen to the pronunciation of belonging to another country, distant, not connected with
İngilizce - Türkçe

belonging to another country, distant, not connected with teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

foreign
yurtdışı

Onun yurtdışı seyahat deneyimi var. - He has experience of foreign travel.

foreign
ilgisi olmayan
foreign
foreign accent yabancı aksanı
foreign
döviz alım satımı
foreign
(Askeri) YABANCI, ECNEBİ
foreign
foreign ikamet ettiği memleketten başka bir memlekette doğmuş
foreign
foreign exchange döviz
foreign
foreign affairs dışışleri
foreign
foreign minister dış
foreign
yadırgı
foreign
(Ticaret) dıştaki
foreign
münasebetsizlik
foreign
yabancılık
foreign
dış

Hükümet, dış politikasında değişiklikler yapmak zorunda kaldı. - The government was obliged to make changes in its foreign policy.

Japonya'nın dış yardımları yurttaki ekonomik yavaşlamadan dolayı kısmen azalıyor. - Japan's foreign aid is decreasing in part because of an economic slowdown at home.

foreign
{s} yabancı

Yabancılarla alay etme. - Don't poke fun at foreigners.

Yabancı dil öğrenmek zordur. - It's hard to learn a foreign language.

foreign
{s} yabancı, ecnebi; dış
İngilizce - İngilizce
{a} foreign
belonging to another country, distant, not connected with