Ben her zaman bir spor arabaya sahip olmak istedim.
- I've always wanted to own a sports car.
Bir kütüphaneye sahip olmak başka bir şey, onu akıllıca kullanmak çok daha başka bir şey.
- It is one thing to own a library; It is quite another to use it wisely.
Kendi yaşamını riske atarak çocuğu kurtardı.
- He saved the boy at the risk of his own life.
Bu, onun kendi çizimi olan bir resimdir.
- This is a picture of her own painting.
Hiç kimse kendisinin düşmanı değildir.
- Nobody is his own enemy.
Fadıl kendisinin karanlık yönünü keşfedecek.
- Fadil will discover a dark side of his own.
Göçmenler dünyadaki en huzurlu insanlardır. Onlara ait olmayan bir toprağı işgal etmek için binlerce mil geçerler ve eğer vahşi yerli değillerse kimseyi öldürmezler.
- The settlers are the most peaceful people in the world. They cross thousands of miles to occupy a land that doesn't belong to them and they never kill anyone if they're not a savage native.
Tom kendine ait olmayan bir şeyi götürdü.
- Tom took something that didn't belong to him.
Robotların, kendi kararlarını verebilmelerine olanak tanımak tehlikeli olabilir; çünkü sahiplerine karşı çıkabilirler.
- Allowing robots to take their own decisions can be dangerous, because they can turn against their owner.
Fadıl park yerinde patronuna ait bir minibüs fark etti.
- In the parking lot, Fadil noticed a van belonging to his boss.
Japon Diş Hekimleri Birliği sorunu Japon Diş Hekimleri Birliğinden LDP ye ait olan Diyet üyelerine yapılan gizli bağışlarla ilgili bir olaydır.
- The Japanese Dentists Association affair is an incident concerning secret donations from the Japanese Dentists Association to Diet members belonging to the LDP.