belonging-to

listen to the pronunciation of belonging-to
İngilizce - Türkçe

belonging-to teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

belong to
ait olmak
own
sahip olmak

Kendi çocuklarından birine sahip olmak yerine bir çocuk evlat edinmeye karar verdiler. - They decided to adopt a child rather than having one of their own.

Birçok Amerikalının bir otomobile sahip olmak için parası yoktu. - Most Americans did not have the money to own an automobile.

own
kendi

Onu kendi gözlerimle gördüm. - I saw it with my own eyes.

Kendimi kendi tanrım olarak görüyorum. - I perceive myself as my own god.

own
{f} -in sahibi/malı olmak: Do you own this house? Bu evin sahibi siz misiniz?
own
{s} kendisinin

Fadıl kendisinin karanlık yönünü keşfedecek. - Fadil will discover a dark side of his own.

Hiç kimse kendisinin düşmanı değildir. - Nobody is his own enemy.

own
{s} kendine özgü, özel, kendinin, kendi: her own book onun kendi kitabı. a character of its own kendine özgü bir şahsiyet
belong to
yararlı olmak
belong to
ilgili olmak
belong to
bağlı olmak
belong to
üyesi olmak
belong to
malı olmak (bir şey birinin)
belong to
uygun olmak
belong to
yeri olmak
belong to
mensup olmak
own
(Ticaret) risk kendi rizikosu
own
malı olmak
belong to
ait ol

Bana bu kitapların kime ait olduğunu söyle. - Tell me whom these books belong to!

Ona ait olmayan şeyi Cesar'dan almalıyız. - We must take from Cesar what does not belong to him.

belonging to
e  ait
own
itiraf etmek
own
tanımak

Robotların, kendi kararlarını verebilmelerine olanak tanımak tehlikeli olabilir; çünkü sahiplerine karşı çıkabilirler. - Allowing robots to take their own decisions can be dangerous, because they can turn against their owner.

belong to
a ait
belonging to
e ait
o'
o '
own
edin(mek)
belonging to
ait

Fadıl park yerinde patronuna ait bir minibüs fark etti. - In the parking lot, Fadil noticed a van belonging to his boss.

Biz belgenin onun erkek kardeşine ait olduğu gözüyle baktık. - We regarded the document as belonging to her brother.

belonging to
-e ait
own
teslim etmek
own
(Avrupa Birliği) kendi,öz
own
(sıfat) öz, kendisinin
own
{f} kabul etmek, itiraf etmek
own
{f} kabullenmek
own
dili tam ve doğru olarak itiraf etmek
İngilizce - İngilizce
own
belong to
be a part or adjunct; "the uniform looks like it belonged to a museum collection
belonging to
fitting to, owned by
belonging to
o'