What fisherman or hunter doesn't like to talk about his happy experiences?
- Hangi balıkçı ya da avcı onun mutlu deneyimleri hakkında konuşmayı sevmez?
The fisherman saved himself by means of a floating board.
- Balıkçı kendini yüzen bir tahta vasıtasıyla kurtardı.
The fishmonger guarantees the origin and freshness of his products.
- Balıkçı ürünlerinin menşeini ve tazeliğini garanti eder.
The fisherman saved himself by means of a floating board.
- Balıkçı kendini yüzen bir tahta vasıtasıyla kurtardı.
The fishermen cast their nets into the sea.
- Balıkçılar ağlarını denize fırlattılar.
Tom was wearing a black turtleneck.
- Tom siyah bir balıkçı kazağı giyiyordu.
The big ship rammed a fishing boat.
- Büyük gemi bir balıkçı teknesine çarptı.
I saw a fishing boat about a mile off the shore.
- Ben, kıyıdan yaklaşık bir mil ötede bir balıkçı teknesi gördüm.