başlayıcı

listen to the pronunciation of başlayıcı
Türkçe - İngilizce
beginner
inception
başla
begin

After one or two large factories have been built in or near a town, people come to find work, and soon an industrial area begins to develop. - Kasabada veya kasabanın yakınında bir veya iki büyük fabrika kurulduysa, insanlar iş bulmaya gider, ve yakında bir endüstriyel alan büyümeye başlar.

School begins at nine and is over at six. - Okul dokuzda başlar ve altıda biter.

başla
began

You began to learn Esperanto. - Esperanto öğrenmeye başladınız.

He began his meal by drinking half a glass of ale. - Yarım bardak bira içerek yemeğine başladı.

başla
(Bilgisayar) run

The dog began to run. - Köpek koşmaya başladı.

Tom abandoned his car that had run out of gasoline and started walking. - Tom benzini biten arabasını terk etti ve yürümeye başladı.

başla
{f} beginning

Birth is, in a manner, the beginning of death. - Doğum,bir şekilde,ölümün başlangıcıdır.

All beginnings are difficult. - Bütün başlangıçlar zordur.

başla
log on
başla
begun

My memory of her has begun to recede. - Onunla ilgili anılarım azalmaya başladı.

The journey has just begun. - Yolculuk henüz başladı.

başla
gotten start
başla
fall to
başla
go about

Now I must go about my work. - Şimdi işime başlamalıyım.

başla
strike up

The student center is a good place to strike up conversations. - Öğrenci merkezi konuşmalara başlamak için iyi bir yer.

başla
got start
başla
knuckle down
başla
set about

I must set about that work without delay. - Gecikmeden o işe başlamalıyım.

We got up early and set about cleaning our house. - Erken kalktık ve evimizi temizlemeye başladık.

başla
get start
başla
enter upon
başla
get down to

Now let's get down to work. - Şimdi çalışmaya başlayalım.

I've never seen him really get down to work. - Onun gerçekten işe başladığın asla görmedim.

başla
commence

Hostilities commenced. - Düşmanlıklar başladı.

Tom's trial commenced three days later. - Tom'un davası üç gün sonra başladı.

başla
start off

I quit my job and moved so I could start off with a clean slate. - Maziye sünger çekip yeniden başlamak için işimi bıraktım ve taşındım.

There's nothing better than a good cup of coffee to start off the day. - Güne başlamak için güzel bir fincan kahveden daha iyi bir şey yoktur.

başla
went about
başla
got down to
başla
log#on
Türkçe - Türkçe
Bir şey öğrenmeye yeni başlayan (kimse), müptedi
müptedi
başlayıcı