Tom was a bitter old man who was sick of life.
- Tom hayattan bıkmış sert yaşlı bir adamdı.
You must be sick of doing this.
- Bunu yapmaktan bıkmış olmalısın.
Tom is fed up with Mary's bad behavior.
- Tom Mary'nin kötü davranışlarından bıkmıştı.
Many are fed up with their present careers.
- Çoğu şu anki kariyerinden bıkmış.
The maid was totally tired of her household routine.
- Hizmetçi ev rutininden tamamen bıkmıştı.
Teachers must get tired of rectifying the same mistakes over and over again in their students' papers.
- Öğretmenler öğrencilerinin kağıtlarındaki aynı hataları tekrar tekrar düzeltmekten bıkmış olmalı.