Benim bu hükümet hakkındaki izlenimim onların daha güçlü bir ekonomik politikaya ihtiyaçları olduğu, aksi takdirde gelecekte büyük sorunlarla karşılaşacaklarıdır.
 - My impression of this government is that they need a more forceful economic policy, otherwise they'll encounter large problems in the future.
Acele etsen iyi olur, aksi takdirde randevun için geç kalacaksın.
 - You'd better hurry, otherwise you'll be late for your appointment.
Daha genç kuşak şeylere farklı şekilde bakar.
 - The younger generation looks at things differently.
Farklı şekilde tepki vermeliydim.
 - I should've reacted differently.
Mademki ben bir öğretmenim, başka türlü düşünüyorum.
 - Now that I am a teacher, I think otherwise.
Başka türlü yapamazdım.
 - I could not have done otherwise.
Yemek çok lezzetli değildi ama bunun dışında parti bir başarıydı.
 - The food wasn't very delicious, but otherwise the party was a success.
Bunun dışında, onun ekleyecek bir şeyi yoktu.
 - Otherwise he had nothing to add.
Acele etsen iyi olur, yoksa geç kalacaksın.
 - You'd better hurry, otherwise you'll be late.
Yollarını kaybettiler, yoksa çoktan varmış olurlardı.
 - They lost their way; otherwise, they would have arrived long ago.
O başka bir şekilde ifade edilebilir mi?
 - Can it be phrased in another way?
Onu başka bir şekilde söyle.
 - Say it in another way.