Tom eğildi ve Mary'yi dudaklarından tutkulu bir şekilde öptü.
 - Tom leaned in and gave Mary a passionate kiss on the mouth.
Tutkulu olduğun bazı şeyler nedir?
 - What are some things you are passionate about?
Politika konusunda daima çok hırslı oldum.
 - I have always been very passionate about politics.
O çok zeki ve hırslı.
 - She is very intelligent and passionate.
Çok ihtiraslı bir aşk macerasıydı.
 - It was a very passionate love affair.