zavallıcık

listen to the pronunciation of zavallıcık
التركية - الإنجليزية
poor thing
poor devil
poor you
zavallı
miserable

Tom slumped against the wall, exhausted and miserable. - Tom duvarın dibine yığıldı, bitmiş ve zavallı olarak.

We're in a miserable situation. - Zavallı bir durumdayız.

zavallı
poor

The poor girl made a living by selling flowers. - Zavallı kız, çiçek satarak geçimini sağladı.

I felt for the poor dog. - Zavallı köpeğe acıdım.

zavallı
sorry

I felt sorry for the poor dog. - Ben zavallı bir köpek için üzgün hissettim.

Poor Tom, I'm sorry for you. - Zavallı Tom! Senin için üzülüyorum!

zavallı
poor soul
zavallı
wretch
zavallı
wretched
zavallı
poor devil
zavallı
{s} pitiful
Zavallı
Pathetic

Look at those pathetic tourists on the bus. - Otobüsteki şu zavallı turistlere bak.

You're a pathetic loser. - Zavallı bir beceriksizsin.

zavallı
pitiable
zavallı
helpless, powerless. Z
zavallı
poverty struck
zavallı
poverty stricken
zavallı
poor, miserable
zavallı
poor thing
zavallı
Poor man!/Poor woman!/Poor kid!/Poor thing!
zavallı
piteous
zavallı
nebbish
zavallı
poor, miserable, pitiful, deserving of pity
التركية - التركية

تعريف zavallıcık في التركية التركية القاموس.

Zavallı
fukara
zavallı
Gücü bir şeye yetmeyen, âciz
zavallı
Gücü bir şeye yetmeyen, âciz: "Bunu idrak etmekten o kadar zavallı ve biçareydi ki."- A. H. Tanpınar
zavallı
Acınacak kadar kötü durumda bulunan, mutsuz
zavallı
Acınacak kadar kötü durumda bulunan, mutsuz: "Zavallıyı saatlerce kendine getiremediler."- H. Taner
zavallıcık
المفضلات