zamanlaması

listen to the pronunciation of zamanlaması
التركية - الإنجليزية
(Bilgisayar) schedule for
zamanla
in time

He'll succeed in time. - O zamanla başarılı olacak.

It helps us in times of difficulty. - Zorluk zamanlarında bize yardımcı olur.

zamanlaması iyi
seasonable
zamanlaması iyi
well-timed
zamanlaması rastlama
concurrence
zamanla
over time

Languages change over time. - Diller zamanla değişir.

Things change over time. - Şeyler zamanla değişir.

zamanla
with time

You're sad now but, with time, you'll get over it. - Şimdi üzgünsün ama zamanla bunu atlatacaksın.

With time, everything will become clear. - Zamanla her şey açığa kavuşacak.

zamanla
in course of time
yedekleme zamanlaması
(Bilgisayar) backup schedule
zamanla
in the process of time
zamanla
by the time of progress
zamanla
(Bilgisayar) schedule

Our website is offline for scheduled maintenance. - Web sayfamız zamanlanmış bakım nedeniyle çevrimdışıdır.

Our website is offline for scheduled maintenance. We expect to be back online by 2:30 GMT. - Web sayfamız zamanlanmış bakımdan dolayı çevrimdışıdır. GMT 2.30'da yeniden çevrimiçi olmayı bekliyoruz.

zamanla
in the course of events
zamanla
in due course
zamanla
squareness
zamanla
as the time went by
zamanla
in process of time
zamanla
in progress of time
zamanla
with the lapse of time
zamanla
in the long run
zamanla
{f} timing

The timing will be crucial. - Zamanlama çok önemli olacak.

Timing is everything. - Zamanlama her şeydir.

zamanla
for getting further by time
zamanla
by and by
zamanla
in due time

In due time, his innocence will be proven. - Zamanla, onun suçsuzluğu ispat edilecektir.

avans zamanlaması
advance timing
benek zamanlaması
(Telekom) pixel timing
enjeksiyon pompa zamanlaması
(Otomotiv) injection pump timing
enjeksiyon zamanlaması
(Otomotiv) injection timing
zamanla
in the course of time

In the course of time, he changed his mind. - O, zamanla fikrini değiştirdi.

zamanla
with time, as time passes/ passed
التركية - التركية

تعريف zamanlaması في التركية التركية القاموس.

zamanla
Aradan süre geçtikçe, giderek: "Basınımızın gelişmesini gözden geçirirsek görürüz ki, zamanla konular uzmanlıklar arasında bölüşülür."- N. Cumalı
zamanla
Aradan süre geçtikçe, giderek
zamanlaması
المفضلات