Sizinkinin şeklinde bir ceket istiyorum.
- I want a jacket shaped like yours.
Sizinki gibi öyle iyi bir kamera alamam.
- I can't afford such a good camera as yours.
Seninki çok garip bir hikaye.
- Yours is a very strange story.
Benim görüşüm seninkine benzer.
- My opinion is similar to yours.
Benim görüşüm seninkine benzer.
- My opinion is similar to yours.
Kendini benim yerime koy.
- Put yourself in my place.
Benim görüşüm seninkine benzer.
- My opinion is similar to yours.
Defter senin değil, onundur.
- The notebook is not yours. It's his.
Kaoru, şimdiye kadar en iyi tepki sizinki - büyük ödülü kazanırsınız.
- Kaoru, yours is the best reaction so far - you win the grand prize.
Sizinki gibi öyle iyi bir kamera alamam.
- I can't afford such a good camera as yours.
Bir kaleme ihtiyacım var. Sizinkilerden birini kullanabilir miyim?
- I need a pencil. Can I use one of yours?
Sanırım bunlar sizinkiler.
- I think these are yours.
Benim zevklerim seninkilerden oldukça farklı.
- My tastes differ greatly from yours.
Bunlar benim ayakkabılarım ve şunlar seninkiler.
- These are my shoes and those are yours.
senin de hayırlı olsun.
Ben dün sizin babanıza rastladım.
- I ran into your dad yesterday.
Ben dün sizin babanıza rastladım.
- I bumped into your dad yesterday.
Bu senin Japonya'ya ilk ziyaretin mi?
- Is this your first visit to Japan?
Geçen sene Bayan Kato senin öğretmenin miydi?
- Was Ms. Kato your teacher last year?
It’s all yours.
Yours sincerely, Yours faithfully, Yours, Sincerely yours.
This one was created by yours truly.
Please write back soon! Yours truly, Alice.
Not Your Average Travel Guide.
Is this your cat?.
... >>> It's all yours. ...
... trickle-down ' his trickle-down approach. He's ' as he said yours is. ...