yare

listen to the pronunciation of yare
الإنجليزية - التركية
çabuk
tetik
iyi idare edilir
eager
istekli

Onun konuşması sırasında öğrenciler istekli olarak dinlediler. - The pupils listened eagerly during his speech.

Gelmememiz söylendiği zaman, gitmek için daha da istekli oluruz. - When we are told not to come, we become all the more eager to go.

eager
(sıfat) hevesli, gayretli, istekli, sabırsız, ateşli
eager
isteklenmek
eager
arzulu/hevesli
eager
can atan
eager
hevesli

Ken hevesli bir öğrenci. - Ken is an eager student.

Gençler yurt dışına gitmekte çok hevesli. - Young people are eager to go abroad.

eager
sabırsız

Onlar seni görmek için sabırsızlanıyorlar. - They're eager to see you.

Boston'u ziyaret etmek için sabırsızlanıyorum. - I'm eager to visit Boston.

eager
eagerly şiddetli arzuyla
eager
arzulu
eager
eagerness şevk istek
eager
büyük şevkle
eager
canlılık
eager
arzu
eager
{s} ateşli
eager
sabırsızlıkla
eager
eager beaver vazifesine fazlasıyla bağlı olan kimse
التركية - التركية
(Osmanlı Dönemi) f. Bilezik
zülf-i yare dokunmak
(deyim) 1. Hatırlı, güçlü bir kimseyi veya bir makamı gücendirmek, darılmasına yol açmak.2. Birine zarar veya sıkıntı vermek.3. Sıkıntı verecek, sorun olacak konulara girmek
الإنجليزية - الإنجليزية
التركية - الإنجليزية

تعريف yare في التركية الإنجليزية القاموس.

zülf-i yare dokunmak
(deyim) 1. Displease an influential, a powerful person or an authorithy, or make them offended.2. Harm or annoy someone.3. Leading in a subject which is annoying or posing a problem
zülüfü yâre dokunmak
to offend one of the powers that be, step on a bigwig's toes
yare

    النطق

    علم أصول الكلمات

    [ 'yar, 'yer, 'yär ] (adjective.) before 12th century. * Old English gearu "ready" * Old High German garo "ready" Germanic cognates: Danish gøre, Norwegian gjøre, Swedish göra, Dutch gaar, German gerben.
المفضلات