yaralamamak

listen to the pronunciation of yaralamamak
التركية - الإنجليزية
(neg. form of yaralamak ) not to bruise
yarala
gall
yarala
{f} hurting

I didn't tell him the truth because I was afraid of hurting his feelings. - Ona gerçekleri söylemedim çünkü duygularını yaralamaktan korktum.

yarala
{f} injured

Máire was injured in an accident. - Máire bir kazada yaralandı.

A number of tourists were injured in the accident. - Kazada çok sayıda turist yaralandı.

yarala
injure

Ten people were slightly injured in the accident. - On kişi kazada hafif yaralandı.

A number of tourists were injured in the accident. - Kazada çok sayıda turist yaralandı.

yarala
{f} gashed
yarala
{f} hurt

Jimmy was hurt in a traffic accident. - Jimmy bir trafik kazasında yaralandı.

Nobody else got hurt. - Başka hiç kimse yaralanmadı.

yarala
{f} gash
yarala
{f} wound

Many soldiers suffered terrible wounds in the battle. - Birçok asker savaşta kötü yaralardan acı çekti.

Thousands were killed or wounded. - Binlerce insan öldürüldü veya yaralandı

yarala
wounded

Thousands were killed or wounded. - Binlerce insan öldürüldü veya yaralandı

Many Union soldiers were killed or wounded. - Birçok Birliki askeri öldürüldü veya yaralandı.