yapmacık

listen to the pronunciation of yapmacık
التركية - الإنجليزية
unctious
ingratiating
smarmy
pretended
unnatural

I found that very unnatural. - Onu çok yapmacık buldum.

affectation, affectedness, artificiality, pose, show
cold
affected, artificial, feigned, mock
chi chi
campy
theatrical
studious
counterfeit
affected
factitious
shifty
put on
plummy
genteel
false
rose water
constrained
feigned
affectation; artificial, affected, mannered, simulated, pretended, feigned, mock, strained, phoney, phony
token
slimy
affectedness
sham
deceitful
affectation
bogus
artificial
phoney
strained
mock
minikin
histrionic
mannered
contrived
false pretenses
stilted
postiche
stagy
{s} set
{s} studied
{s} sophisticated
frippery
constrain
frill
yapmacık gülümseme
smirk
yapmacık gülümsemek
smirk
yapmacık hareketler
theatrical motion
yapmacık davranmak
attitudinize
yapmacık davranış
affectation
yapmacık davranışları olan
camp
yapmacık heyecan gösterisi
theatrics
yapmacık iyi kimse
goody goody
yapmacık iyi kimse
goody
yapmacık kibarlık
varnish
yapmacık olarak
constrainedly
yapmacık resmi tavır
buckram
yapmacık samimiyet gösteren
unctuous
yapmacık saygı
lip service
yapmacık tatlı
sugary
yapmacık tatlı dilli
mealy mouthed
yapmacık tavır
veneering
yapmacık tavır
histrionics
yapmacık tavır
affectation
yapmacık tavır
pose
yapmacık tavır takınmak
posture
yapmacık tavırlı
shammer
yapmacık tavırlı kimse
recherche
yapmacık tavırlı tip
poseur
التركية - التركية
İçten olmayan (tavır, davranış, duygu), yapma, yapay, düzme, sahte, sun'î, zahirî
yapay
YAPMACIK
İçten olmayan (tavır, davranış, duygu), yapma, yapay, düzme, sahte, suni, zahirî: "Köylülerden kopma biraz yapmacık bir safiyetle konuşuyordu."- S. F. Abasıyanık
yapmacık görünümü
Gerçekte yapıldığı hâlde yapılmamış gibi bir izlenim veren görünüm
yapmacık gülüş
İçten olmayan, sahte, yalancı gülüş
yapmacık
المفضلات