yapıcılık

listen to the pronunciation of yapıcılık
التركية - الإنجليزية
being a builder; the work of a builder
yapıcı
constructive

I think we should use our time a bit more constructively. - Bizim zamanı biraz daha yapıcı kullanmamız gerektiğini düşünüyorum.

Marital arguments should always be constructive to a marriage. - Evlilik tartışmaları, bir evlilik için daima yapıcı olmalıdır.

yapıcı
(Dilbilim) agent
yapıcı
actuator
yapıcı
positive
yapıcı
constitutive
yapıcı
maker

Tom bought an ice cream and sorbet maker. - Tom bir dondurma ve şerbet yapıcı aldı.

yapıcı
builder
yapıcı
constructor
yapıcı
maker; builder; constructor
yapıcı
constructive; creative; helpful
yapıcı
builder; master builder
yapıcı
creative, constructive; positive; maker; builder, constructor
yapıcı
monger
yapıcı
wright
التركية - التركية
Yapıcı olma durumu
Yapı ustalığı
Yapıcı
olumlu
yapıcı
Önemli ve yararlı işler yapan
yapıcı
Yapı ustası
yapıcı
Yapan, oluşturan, ortaya çıkaran, meydana getiren. Önemli ve yararlı işler yapan: "İkisi de zeki adamdı, akıllı adamdı, yapıcı adamdı."- Y. Z. Ortaç
yapıcı
Yapan, oluşturan, ortaya çıkaran, meydana getiren
yapıcılık
المفضلات