yaklaşan

listen to the pronunciation of yaklaşan
التركية - الإنجليزية
forthcoming
nearing
approaching

We could hear sirens approaching. - Yaklaşan sirenleri duyabiliyorduk.

There's a car approaching. - Yaklaşan bir araba var.

upcoming

School clubs need to clearly outline the community service projects they plan to do for the upcoming school year. - Okul kulüpleri yaklaşan okul yılı için yapmayı planladıkları kamu hizmeti projelerini açıkça ana hatlarıyla belirtmelidir.

Tom could use a little extra time to review for the upcoming test. - Tom yaklaşan testi gözden geçirmek için biraz ekstra zaman kullanabilirdi.

{s} oncoming
(Askeri) impending
coming

We want to wish you and your family all the joys of a coming New Year. - Yaklaşan Yeni Yılın size ve ailenize neşe getirmesini dileriz.

How will you spend the coming three-day holiday? - Yaklaşan üç günlük tatili nasıl geçireceksin?

connivent
yaklaşan tehlike
imminence
yaklaşan ölüm
approaching death
birbirine yaklaşan
converging
yaklaş
(Bilgisayar) zoom in
yaklaş
(Bilgisayar) zoom
yaklaş
{f} near

Although it was a long way back to the station, little by little the old wagon drew near. - İstasyona geri dönüş uzun bir yol olmasına rağmen, eski vagon yavaş yavaş yaklaştı.

The dictionary gathers nearly half a million words. - Sözlük yaklaşık yarım milyon kelime toplar.

yaklaş
{f} approach

According to the weather forecast, the typhoon is likely to approach the coast. - Hava tahmini göre tayfunun sahile yaklaşması muhtemeldir.

He approached and fell on his knees. - O yaklaştı ve dizlerinin üzerine düştü.

yaklaş
{f} approximate

A person's heart is approximately the same size as their fist. - Bir insanın kalbi, yaklaşık olarak yumruğuyla aynı boyuttadır.

The story approximates to historical truth. - Hikaye tarihsel gerçeğe çok yaklaştı.

yaklaş
come near

Don't let that dog come near me! - O köpeği yanıma yaklaştırma!

Don't come near the bulldog in case it bites. - Isırma ihtimaline karşın bir buldoğa yaklaşma.

yaklaş
{f} nearing

The end of my probation period is nearing. - Benim deneme süremin sonu yaklaşıyor.

We're slowly nearing the end. - Biz yavaş yavaş sona yaklaşıyoruz.

çok yaklaşan
close at hand