We could hear the sound of people approaching.
- Yaklaşan insanların sesini duyabiliyorduk.
If you see a man approaching you with the obvious intention of doing you good, you should run for your life.
- Sana faydalı olmak amacıyla sana yaklaşan bir adam görürsen, hayatın için koşmalısın.
Tom could use a little extra time to review for the upcoming test.
- Tom yaklaşan testi gözden geçirmek için biraz ekstra zaman kullanabilirdi.
Tom is excited about the upcoming game.
- Tom yaklaşan oyun hakkında heyecanlı.
We want to wish you and your family all the joys of a coming New Year.
- Yaklaşan Yeni Yılın size ve ailenize neşe getirmesini dileriz.
I've got a birthday coming up.
- Yaklaşan bir doğum günüm var.
Don't come near me. I have a cold.
- Bana yaklaşma, soğuk almışım.
Although it was a long way back to the station, little by little the old wagon drew near.
- İstasyona geri dönüş uzun bir yol olmasına rağmen, eski vagon yavaş yavaş yaklaştı.
He is a hard man to approach.
- O yaklaşması zor bir adamdır.
He approached and fell on his knees.
- O yaklaştı ve dizlerinin üzerine düştü.
A person's heart is approximately the same size as their fist.
- Bir insanın kalbi, yaklaşık olarak yumruğuyla aynı boyuttadır.
Dogs breathe approximately 30 times a minute.
- Köpekler yaklaşık olarak dakikada otuz kez nefes alır.
Don't let that dog come near me!
- O köpeği yanıma yaklaştırma!
Don't come near the bulldog in case it bites.
- Isırma ihtimaline karşın bir buldoğa yaklaşma.
The end of my probation period is nearing.
- Benim deneme süremin sonu yaklaşıyor.
We're slowly nearing the end.
- Biz yavaş yavaş sona yaklaşıyoruz.