yaşıyor

listen to the pronunciation of yaşıyor
التركية - الإنجليزية

تعريف yaşıyor في التركية الإنجليزية القاموس.

yaşa
{f} live

Nobody lives in this house. - Bu evde hiç kimse yaşamıyor.

Mike has a friend who lives in Chicago. - Mike'ın Şikago'da yaşayan bir arkadaşı var.

yaşa
{f} living

I think that our living together has influenced your habits. - Sanırım birlikte yaşamamız senin alışkanlıklarını etkiledi.

I like living with you. - Seninle yaşamaktan hoşlanıyorum.

cehennem hayatı a life of hell/misery/torment: Cehennem hayatı yaşıyor
His life's a living hell
yaşa
huzza
yaşa
Hurray!, Hooray!
yaşa
cheers
yaşa
long live

Long live the brotherhood of all peoples. - Yaşasın tüm halkların kardeşliği.

Long live the Tatoeba Project! - Çok yaşa Tatoeba Projesi!

yaşa
viva
yaşa
whoopee
yaşa
hurray

Hurray! I have found it! - Yaşasın! Ben onu buldum!

yaşa
hooray
yaşa
hurrah
yaşa
know

Tom knows a man who lives in Boston. - Tom Bostonda yaşayan bir adam tanıyor.

Did you know that some foxes lived on this mountain? - Bazı tilkilerin bu dağda yaşadığını biliyor muydun?

yaşa
inhabit

What animals inhabit those islands? - Şu adalarda hangi hayvanlar yaşar?

In this country, most of the inhabitants are Sunni Muslims. - Bu ülkede yaşayanların çoğu Sünni Müslümandır.

yaşa
subsist
التركية - التركية

تعريف yaşıyor في التركية التركية القاموس.

Yaşa
yaşasın
yaşa
Hoşnutluk, sevinç gibi duyguları anlatmak için söylenir
yaşa
Hoşnutluk, sevinç gibi duyguları anlatmak için söylenir: "Ey vatan, ey mübarek vatan, bin yaşa."- T. Fikret