Belediye başkanını sert bir biçimde eleştirdi.
- He severely criticized the mayor.
Rakibini sert bir biçimde eleştirdi.
- He criticized his rival severely.
İnsanlar, inşaatı sırasında Eyfel Kulesi'ni şiddetle eleştirdiler.
- People severely criticized the Eiffel Tower during its construction.
Şiddetle cezalandırılmalıdır.
- She must be severely punished.
Bu skandal, şirketimizin kamuoyundaki imajına ciddi olarak zarar verdi.
- This scandal has severely damaged the public image of our company.
Tom ciddi olarak dövüldü.
- Tom was severely beaten.
Tom, polis tarafından ağır biçimde dövüldü.
- Tom was severely beaten by the police.
Tom ağır cezalandırılmalı.
- Tom must be severely punished.
Dan cezaevi gardiyanları tarafından ciddi bir şekilde dövüldü.
- Dan was severely beaten by prison guards.
Tom ciddi bir şekilde yenildi.
- Tom was beaten severely.