weinen

listen to the pronunciation of weinen
ألمانية - التركية
ağlamak

Bazen olduğu gibidir. Üzerinde pozitif ve sevgi ile düşün ! Ağlamak yerine gülümsersin. - Manchmal ist es eben, wie es ist. Denke positiv und in Liebe darüber. Dann lächelst du anstatt zu weinen.

Tom ağlamak dışında hiçbir şey yapmaz. - Tom macht nichts außer weinen.

(deyim) aus beiden Augen wie aus zwei Brunen weinen: iki gözü iki çeşme ağlamakzum weinen neigen: sulu göz olmak
(Gramer) (über) bir kimse yada şey için ağlamak(akkusativ)
(Gramer) (um) (yok olmuş veya ölmüş) bir şeye ya da kendine ağlamak(akk.)
{'vaynın} ağlamak
akıtan
gözyaşı dökmek
الإنجليزية - التركية

تعريف weinen في الإنجليزية التركية القاموس.

cry
{f} haykırmak
cry
ağlama

Bebek ağlamayı kesti. - The baby stopped crying.

O, yüksek bir sesle ağlamaya başladı. - She began to cry in a loud voice.

cry
{i} haykırış
cry
{i} feryat

Aniden bir feryat duydum. - All at once, I heard a cry.

cry
haykırma
cry
{i} çığlık

Birinin çığlık attığını duydum. - I heard somebody cry out.

Çığlık beni uykumdan uyandırdı. - The cry roused me from my sleep.

cry
{f} ağla

Bebek ağlamayı kesti. - The baby ceased crying.

O, yüksek bir sesle ağlamaya başladı. - She began to cry in a loud voice.

cry
{i} haykırış, haykırı; feryat
cry
(kuş/vb.) ötmek
cry
yüksek ses

Tom yüksek sesle ağlamaya başladı. - Tom began to cry loudly.

Yüksek sesle bağırmak için bir dürtü hissettim. - I felt an impulse to cry out loud.

cry
bağırarak istemek/çağırmak
cry
{i} nara
cry
{i} yalvarma
cry
hayvan sesi
cry
a far cry çok farklı
cry
{i} (hayvana ait) ses
cry
{f} çığlık atmak