Tom ve Mary'nin nikahına gitmek istemedim.
- I didn't want to go to Tom and Mary's wedding.
Nikah için kilise çiçeklerle süslendi.
- The church is decorated with flowers for the wedding.
Onlar düğünün zamanını ve yerini belirlediler.
- They set the time and place of the wedding.
Düğün bir 17.yüzyıl kilisesinde düzenlenecek.
- The wedding will be held in a 17th century church.
Köpek balığı çorbası genellikle Çin'de evlenme törenlerinde ve ziyafetlerde servis edilir.
- Shark fin soup is commonly served at Chinese weddings and banquets.
Evlenme planlarınız nasıl geliyor?
- How are your wedding plans coming?
Tom Mary'nin bir alyans taktığını fark etti.
- Tom noticed that Mary was wearing a wedding ring.
Tom evli ama alyans takmıyor.
- Tom is married, but he doesn't wear a wedding ring.
Mary'nin gelinlik elbisesi güzeldi.
- Mary's wedding dress was beautiful.
Gelin, beyaz bir gelinlik giyiyordu.
- The bride was wearing a white wedding dress.
Düğün Marşı bana her zaman askerler savaşa giderken çalınan müziği hatırlatır.
- The Wedding March always reminds me of the music played when soldiers go into battle.
Tom nikah yüzüğünü çıkardı.
- Tom took his wedding ring off.
Tom nikah yüzüğünü çıkardı.
- Tom took off his wedding ring.
O, işsiz olduğu için, onların evliliği başarısız oldu.
- Because he was unemployed, their wedlock failed.
Tom ve Mary zoraki evlilik yaptılar.
- Tom and Mary had a shotgun wedding.
Almanca dersleri haftada iki kez yapılmaktadır- Pazartesi ve Çarşamba günleri.
- German classes are held twice a week - on Mondays and Wednesdays.
Her hafta Pazartesi ve Salı günleri piyano eğitimi, Çarşamba ve Cuma günleri dans.
- Every week I study piano on Monday and Tuesday, and dancing on Wednesday and Friday.
Düğünlerden nefret ettiğini biliyorum.
- I know you hate weddings.
Biz birbirimizin düğünlerine gittik.
- We went to each other's weddings.
Evlenme planlarınız nasıl geliyor?
- How are your wedding plans coming?
Köpek balığı çorbası genellikle Çin'de evlenme törenlerinde ve ziyafetlerde servis edilir.
- Shark fin soup is commonly served at Chinese weddings and banquets.
Anadolu inançlarına göre,özellikle yaz aylarında, kırlarda ,yaylalarda ortalık günlük güneşlikken birdenbire yağmurun bastırdığı olur.iplik iplik yağan yağmur genelde ışıltılıdır,pırıl pırıldır.gökteki bulutlar bile ışıldar parlar durur.işte bir yandan ya.
The wedding of our three companies took place last week.
Her announcement was quite a surprise, coming a month after she published the words I hate weddings with a passion and a fury I can only partially explain rationally..
The Silver Wedding! on some pensive ear / From towers remote as sound the silvery bells, / To-day from one far unforgotten year / A silvery faint memorial music swells.
the PPS paper proposed a political doctrine that wedded modernization theory to U.S. support for national security states .
The priest wed the couple.
She wed her first love.
... But being at the royal wedding was incredible. ...
... But, I think, for my wedding, I do what is called ...