watchful, circumspect, diligent

listen to the pronunciation of watchful, circumspect, diligent
الإنجليزية - التركية

تعريف watchful, circumspect, diligent في الإنجليزية التركية القاموس.

vigilant
{s} açıkgöz
vigilant
uyanık

Tom ve Mary uyanık olmalı. - Tom and Mary need to be vigilant.

Sen uyanık olmak zorundasın. - You have to be vigilant.

vigilant
{s} ihtiyatlı
vigilant
uyumayan
vigilant
tetikte

Biz tetikte kalmalıyız. - We must remain vigilant.

Çok tetikte olamazsın. - You can't be too vigilant.

vigilant
{s} uyanık, tetikte, dikkatli, ihtiyatlı, tedbirli
vigilant
(Askeri) UYANIK; MÜTEYAKKIZ
الإنجليزية - الإنجليزية
{a} vigilant
watchful, circumspect, diligent
المفضلات